Biz farklıyız. Çünkü biz ERBAALIYIZ...

Erbaa Sözlüğü

Erbaa Anlamıartan sırada Eski Türkçesi
:Zebide: Zübeyde.
:aylar: Zemheri (Ocak), Gücük (Şubat), Mart (Mart), Abrul (Nisan), Mayıs (Mayıs), Kiraz Ayı (Haziran), Orak Ayı (Temmuz), Ağustos (Ağustos), İlk Güz (Haç Ayı'da denir) (Eylül), Orta Güz (Avara'da denir) (Ekim), Son Güz (Koç Ayı'da denir) (Kasım), Karakış (Aralık).
:avu-ağu: Zehir. ağu
:coruk: Zayıf, sıska, bk. dırık.
:arastak: Yüksekçe yer - tavan.
:Ağartu: Yoğurt. Ağartgı: Biraya benzer içki, bira anlamında kullanılabilir.
:Alimallah: Yemin ederim, elimden gelen iştir.
:Çapula: Yemeni
:Cember: Yemen, baş örtüsü, oyalı baş örtüsü.
:cırt cırt: Yapıştırma.
:baytar: Veteriner, hayvan doktoru.
:Cılmak: Vazgeçmek, oyun bozanlık yapmak. (Oyunun ortasında cılmak yok :) )
:cerek: Uzun ince ağaç parçası.
:Citme: Tekme
:bi dıkım: Tek lokmalık, küçük, ufak.
:Anadut: Tarlada sap, yonca, vs. toplamaya yarayan 3 dişli tarım aleti.
:cereme: Sıkıntı, dert.
:cimbek: Sevimli, açıkgöz çocuk.
:bek: Sert, pek, çok.
:çor: Salamura yaprağın tuzlu suyu. Çorlamak: Salamura yapmak.

Sayfalar