Yeni Erbaa'nın Konum Özellikleri ve Yer Seçiminin Sonuçları
1. Jeolojik yapı bakımından nispeten daha uygun biryer seçilmiştir. Şehir, yer aldığı Kelkit Irmağı’nın yakınındaki alüvyon zeminden, nispeten daha dirençli/daha yaşlı olan Pliyosen Formasyonlarından oluşan bir zemine taşınmıştır.
2. Şehir, 1942 Erbaa-Niksar fay kırığından 2 km. uzağa taşınmıştır.
3. Eski Erbaa'dan fazla uzaklaşılmadığı için tarım alanlarından faydalanma konusunda sıkıntı yaşanmamış ve tarım alanları el değiştirmemiştir.
4. İlçenin çevre iller ve ilçelerle olan ulaşım bağlantısında eski kuruluş yerinden fazla uzaklaşılmadığı için herhangi bir sorun yaşanmamıştır.
5. Yerleşmelerin kuruluş yeri seçiminde en önemli faktörlerden birisi olan içme ve sulama suyu temininde sorun olmamıştır.
Yeni Erbaa Şehrinin Gelişimi ve Deprem Durumu
Yeni Erbaa’nın kuruluş planında, şehrin kuzeyi resmi binalara ve ortak kullanım alanlarına; güney kesimi ise konut alanlarına ayrılarak, şehrin güneye (daha sağlam zemine) doğru gelişimi öngörülmüştür. Ancak, şehrin gelişmeyönlerine bakıldığında, daha çok güneye doğru olmakla birlikte, plansız bir gelişme ile bütün yönlere doğru yayıldığı görülmektedir. Özellikle şehrin kuzeye yani eski Erbaa’ya doğru gelişmesi afet riskini artırmaktadır. Bu durum, yeni yer seçiminin nedeni olan, daha sağlam zeminde yerleşmenin gelişmesi düşüncesi ile bağdaşmamakta ve önemli risk oluşturmaktadır. Nitekim 2009 yılında şehrin deprem durumuna ilişkin yapılan TÜBİTAK Projesinde (Topal ve Akın, 2009: Proje No 107Y068) şehrin eski yerleşim alanına doğru gelişiminin önüne geçilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır. Yerinin değiştirilmesine rağmen deprem riski devam eden Erbaa’da, şehrin eski yerleşim alanına doğru yayılması ve çok katlı yapılaşma afet riskini artırmaktadır. Geç kalmış olmakla birlikte, son dönemde Erbaa Belediyesi’nin yapmış olduğu 400 konutluk (2000’e ulaşması planlanmakta) Tepeşehir projesi, şehrin gelişim yönünün belirlenmesi, daha sağlam zeminde ve depreme dayanıklı yapılaşma açısından olumlu bir gelişmedir.
Eski Erbaa, Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde, birinci derecede deprem riskli olan bir yerde kurulmuştur. Geçmişte yaşanan birçok yıkıcı depremlere rağmen bulunduğu yerde varlığını sürdüren Erbaa'nın, 1939, 1940, 1942 ve 1943 yıllarında meydana gelen depremlerle yeri değiştirilmek zorunda kalınmıştır. DolayısıylaErbaa’nın yerleşim yerinin değiştirilmesinde yıkıcı depremlerin art arda gelmesi etkili olmuştur.
Yaşanan depremler yerleşmenin tahribi kadar şehrin nüfus gelişimini ve ekonomik hayatını oldukça etkilemiştir. Depremlerin etkisiyle 1935-1945 arası dönemde nüfus artışının duraklama hatta sayı olarak azalma sürecine girdiğigörülmektedir. Depreme maruz kalan yerleşmelerde gerek can kayıpları gerekse göçler nedeniyle nüfusun azalması, başka alanlarla ilgili çalışmalarda da belirlenmiştir (Tuncel, 1981: 116; Günay, 2004: 98). Erbaa’da depremlerde çok sayıda işyerinin yıkılması, can ve mal kayıpları, ekonomik hayatı durma noktasına getirmiştir.
Türkiye’de deprem ve başka nedenlerle yeri değiştirilen yerleşmelerle ilgili çalışmalarda taşınılan yerlerde geçim kaynaklarını kaybetme (Bakırcı, 1997: 389), içme suyu temini sorunu (Bakırcı, 1997: 389) yapı-kültür uyuşmazlığı (Gök, 2001:155; Tercan, 2008: 277) arazi kullanım sorunları (Gök, 2001:153) gibi çeşitli sorunlar yaşandığı belirlenmiştir. Yeni Erbaa’nın taşınacağı yerin seçimiyle ilgili sonuçları değerlendirildiğinde, şehir daha dirençli Pliyosen Formasyonları üzerine taşınması nedeniyle afet riski azaltılmıştır. Eski Erbaa'dan fazla uzaklaşılmadığı için tarım alanlarından faydalanma konusunda problem yaşanmamış ve tarım alanları el değiştirmemiştir. Eski kuruluş yerindenfazla uzaklaşılmadığından Erbaa’nın çevre iller ve ilçelerle olan bağlantısında, ulaşımda herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Yerleşmelerin kuruluş yeri seçiminde en önemli faktör olan içme ve sulama suyu temininde önemli bir sorun yaşanmadığı görülmektedir.
Deprem sonrası yaraların sarılmasında ve şehrin yeniden kurulmasında devletin önemli katkıları (Üzen, 2010: 97) olmuştur. II. Dünya Savaşı yılları şartları düşünüldüğünde, devletin o yıllardaki imkânlarını zorlayarak yaraları sarmaya çalıştığı görülmektedir. Yeni yerleşim alanında şehrin yatay ve dikey gelişimi iyi yönetilmemiştir. Yeni Erbaa’da yerleşmenin Eski Erbaa’ya doğru yayılması,olası bir depremde afet riskini artırmaktadır. Şehrin eski yerleşim yerine doğru yayılmasına karşı önlemler alınmalıdır. Erbaa Belediyesi'nin söz konusu alanların yerleşim dışı kullanımını hedefleyen Park Vadi Projesi gecikmiş olmakla birlikte olumlu bir gelişmedir. Yine Erbaa Belediyesi’nin Tepeşehir projesi, şehrin gelişim yönünün belirlenmesinde ve depreme dayanıklı konut üretimi açısından önem taşımaktadır.
Depreme Bağlı Yeri Değiştirilen Bir Şehir: ERBAA
Bu çalışmada, 1940’lı yılların başında Erbaa’da yaşanan yıkıcı depremler nedeniyle, şehrin başka bir yere taşınması incelenmiştir. Erbaa, Türkiye’nin kuzeyinde Orta Karadeniz Bölümünde Tokat iline bağlı bir ilçemerkezidir.
Erbaa Şehri ve Yakın Çevresinin Doğal Çevre Özellikleri
Erbaa Şehri ve Yakın Çevresinin Doğal Çevre Özellikleri Kelkit Irmağı'nın alüvyonlarının oluşturduğu Erbaa Ovası'nın üzerinde yer alan Erbaa şehri ve yakın çevresi, temelde Permiyen ve Senozoyik yaşlı birimler üzerinde yer almaktadır. Çalışma alanının temelini Permo-Triyas yaşlı Turhal grubu metamorfitleri oluşturmaktadır.
Eski ve Yeni Erbaa: Erbaa Şehrinin Yerinin Değiştirilmesi
Erbaa şehrinin yerinin değiştirilmesi, eski ve yeni Erbaa. Eski Erbaa (Foto 1), alüvyon arazi üzerinde kurulmuş olup, gerek KAFZ üzerinde yer alması, gerekse 1942 Niksar-Erbaa deprem kırığı ve Esençay Fayı'na yakın bir konumda bulunması nedeniyle deprem bakımından oldukça riskli bir bölgede yer almaktadır. Erbaa’nın, 1939, 1940, 1942 ve 1943 yıllarında...