Biz farklıyız. Çünkü biz ERBAALIYIZ...

Erbaa Sözlüğü

Erbaa Anlamıazalan sırada Eski Türkçesi
:boyunbağı: Atkı, kaşkol.
:Agubat: Avukat.
:aygül: Ayçiçeği.
:Baarsuk (Bağarsuk): Bağırsak. (Eski Türkçe) bağır (iç organlar) (Eski Türkçe) bagırsak, DLT. bagırsuk, Kzk. bawırsak, Krg. boorsok, Tat., Özb. içek, Uyg. işey. Türkçe bağır/böğür (karaciğer, göğüs) isimleri ile bağır-, böğür- filleri kökteştir. - sa eki, üzerine geldiği isimlere “istek” anlamı katan bir fiil yapma ekidir. bagır-sa-: hoşlan-, canı çek-, acık-. -k ise isim yapma ekidir (bagır-sa-k). Söz konusu organ, göğüs kafesinin altında bulunduğu, sindirim sisteminin bir parçası olduğu ve ses çıkardığı için bu şekilde adlandırılmış olmalıdır.
:çimmek: Banyo yapmak, duş almak.
:basgun: Baston, asa.
:bağırdak: Bebek sarma bezi. bağıldak: Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ.
:çirşef: Belalı,geçimsiz kişi, çirkef.
:belemek: Beşiğe bebeği sarıp sarmalayıp yatırmak.
:çaput - çabut: Bez parçası.
:bark: Bina. Mal, mülk.
:bi gaydeki: Bir cüret,bir kendini beğenmişlik.
:Dadanmak: Bir şeye alışmak, süreklilik haline getirmek. (Bu da buralara eyi dadandı ha.)
:Ösevi (Osevi): Bir tarafı köz olmuş bir tarafı yanmakta olan ateş.
:Davun: Bir tür yemiş, çitlembik.
:bayak: Biraz önce.
:böcük: Böcek.
:Çöçelenmek: Boşa vakit geçirmek.
:bürük: Boydan örtü. Heybenin ilmeği yada donun uçkuru gibi şeylerin ucuna sarılan sicim.
:cortlamak: Bozulmak, kötü olmak.

Sayfalar