Biz farklıyız. Çünkü biz ERBAALIYIZ...

Öz Türkçe'den Kelimeler

erbaaliyiz kullanıcısının resmi
27 Ağustos, 2012 - 00:07 -- erbaaliyiz
Forum: 

Kaşgarlı Mahmud'tan Derleme
Abacı: Canavar (çocukları korkutmak için)
Acırgan: İnsanı acıktıran şey
Ağartgı: Biraya benzer içki, bira anlamında kullanılabilir.
Ağı: Hazine Ağıcı: Hazinedar
Ağu: Zehir
Ajlan: Bukalemun
Acun: Evren
Alavan: Timsah
Alpagut: Saldırgan yiğit
Amaçlık: Poligon
Anık: Hazır
Argı: İki dağ arası
Arsal: Kızıla çalan sakal veya saç, kızılımsı
Ataç: Bol keseden atan

Basan: Mevlütte verilen yemek
Basut: Yardım
Barçın: Kumaş
Batman: Kilo
Beçin: Maymun
Begni: Bira
Beyeç: Otoriter, artislik taslayanlara da denir aynı zamanda
Belemek: Beşiğe sağlamca yatırmak
Bıçal: Sünnet edilmiş
Biti: Kutsal kitap
Boğsuk: Kelepçe, Pranga
Boğuk: Guatr
Bödümek: Dans etmek
Bögen: İktidarsız
Böke: Büyük yılan, ejderha
Bulgaş: İtaatsizlik, başıbozukluk
Bük: Fundalık
Bürük: Heybenin ilmeği yada donun uçkuru gibi şeylerin ucuna sarılan sicim.

Çagır: Meyve Suyu (Juice)
Çamuk: İftira atan insan
Çanaç: Kadınsı, efemine erkek
Çakır: Mavi
Çerlik: Gözü bozuk kimse
Çık: Metre
Çivit: Renk
Çivgin: Doyurucu ve besleyici
Çığan: Teyze oğlu (kuzen)
Çomuşluk: Tuvalet
Çöküt: Kısa
Çurnu: Müshil

Ekek: ******
Em: İlaç
Emlemek: Tedavi etmek, iyileştirmek
Eniç: Katarakt
Erinmek: Üşenmek
Esrük: Sarhoş
Eşiç: Tencere
Evzemek: İftira atma

Girgeş: Ev arkadaşı
Göçürme: Taşınabilir, Portatif
Gökşin: Mavi
Görk: Güzellik
Gözgü: Ayna
Güzemek: Sonbaharı geçirmek

Iyınçı: Uzun süre toplu bırakıldıktan sonra salınan saç

İgemek: İsyan etmek
İlenç: Beddua
İnanç: Güvenilir
İrince: Günah
İştonlanmak: Don giymek

Kedrim: Derisi sıyrılmış
Keler: Kertenkele
Kemlenmek: Hastalanmak
Keneşmek: Fikir alışverişi, istişare
Keriş: Kavgada direnç gösterme
Kesbe: Tazminat
Kibe: Birkaç gün
Kömeç: Lavaş (Yassı Ekmek)
Kösrek: Misafiri sevmeyen
Kötlemek: Ters ilişkiye girmek
Küg: Şiirde ölçü

Mançı: Zanaatkarın zanaatının ücreti
Bengü: Sonsuz
Murç: Karabiber
Mungan: Boşboğaz, Geveze
Muyan: Sevap

Obuz: Engebeli arazi
Olut: Orta yaşlı, olgunluk evresini yaşayan insan
Ormak: Ot biçmek
Orulanmak: Aşırı övünüp böbürlenmek
Osayık: İhmalkar
Oksunmak: Pişmanlık duymak
Oksun: Pişman
Ozuk: Yarışta önde giden

Öçeşmek: İddaaya girmek
Ökünmek: Pişman olmak
Olsamak: Olmasını istemek
Ölütçü: Katil
Örgüç: Saçayağı
Ört: Alev

Kalgulamak: Suyun üstünde yüzmek
Kamu: Tümü
Kangı: Neşter
Kancık: Dişi
Kanda (Günümüzde Ege şivesinde Hana olarak kullanılmaktadır): Nerede
Kapaklık: Bakire
Kapış: Yağma
Kak: Kurutulmuş erik vb. meyveler
Kara Orun: Mezar
Karayağ: Petrol
Kart: Yaşlı
Karıtmak: Yaşlandırmak, ömründen çalmak
Katcak: Nehrin kollarının birleştiği yer
Kavık: Sidik torbası
Kav: Tutuşturucu madde
Kı veya Gı: Seslenme bildiren bir ilgeç Örnek: Beri gelin gı. (Günümüzde Ege şivesinde halen kullanılmaktadır.)
Kılınç: Kişinin yaradılıştan gelen bir özelliğini anlatmak için kullanılır. (Sözcüğün kökü kılmak, Allah tarafından kılınmış olan şey anlamında)
Kırpas: Saçının bir kısmı dökülüp, tepesi açılmış kimse
Kıv: Talih, şans
Kızgırmak: Bir adam bir ibret verici bir ceza verip onun bu işten ders almasını sağlamak
Kızgıt: Herkesin gözü önünde gerçekleştirilen ibret verici bir ceza
Köp: Keyif
Kopurgan: Madenci
Koşuk: Şiir
Kumuk: At gübresi
Kunçuy: Prenses
Kur: Düzey
Kurç: Sağlam
Kuruksak: Mide
Kutalmak: Bahtı dönmek
Kuyaş: Çok sıcak hava, çok parlak güneş ışığı

Sağ: Akıl, anlak (Sağduyu sözcüğü buradan geliyor olabilir)
Sağdıç: Sağdıç, dost
Sakrak: Kadeh
Sakızak: Giysiye bulaşan herhangi bir yapışkan madde
Sakızaklı: Üzerine yapışkan madde bulaşmış
Sarsal: Gelincik
Sasımak: Buruk bir koku yaymak
Sav: Her türlü hikaye, kıssa, söz, hatta hadis
Serker: Haydut, eşkiya
Sıyık: Dişlerin arasındaki boşluk
Sırça: Cam
Sızlak: Dişi sızlatacak kadar soğuk veya sıcak
Siğmek: İşemek
Somlum: Hiç Türkçe bilmeyen. Somlamak: Türkçe olmayan bir dil konuşmak
Söke: Dizlerinin üstünde oturma biçimi
Sökel: Hasta
Sökmen: Savaşçı
Sörçek: Akşam toplantısı, söyleşisi
Subı\Söbü: Uzun ve sivri olan herhangi bir şey. (Örnek: Yuvarlak görünmeyen kafaya söbü baş denir)
Subran: Çok uzun, en uzun şeyler için kullanılır. Örneğin, minareler için ama günümüzde gökdelenler için kullanılabilir.
Süçik: Şarap
Sürtük: Lezbiyen
Tadu: Fıtrat
Talkık: Sıradağların çakıştığı yer, işleri tıkayan bir sorun
Damaklık: Bir kişinin yiyeceği kadar bir sofra
Tamu: Cehennem
Tap: Yeterli
Tapça: Platform, üzerine basılan yükselti
Taplamak: Kabul etmek, Razı olmak
Tarımak: Tarlayı ekmek, işlemek
Tatganmak: Bir yemeği çok lezzetli bulmak
Tavılgı: Hünnap
Taylan: Zarif ve güzel, çehresi temiz, giysileri şık kimse. Genellikle gençler için kullanılır
Daz: Dazlak, kel
Teyin: Zaman
Değme: Tek başına kullanılmaz, herkes anlamındadır. Örneğin: Değme kişi herkes anlanıma gelir
Telmirmek: Bir şeyi arıyormuş gibi sağa sola bakınmak
Tenik: Hava
Tenitmek: Bir şeyi göğe doğru atmak
Tepizlik: Haset
Tepsetmek: Birisini başkasını kıskanmaya kışkırtmak
Terk: Acele Terklemek: Hızlandırmak
Terkin: Acil, çabuk
Tergi: Kurulu sofra
Tılak: Bahane
Tin: Ruh, nefis
Tonga: Kahraman
Tör: Evin başköşesi
Tuyun: Muhtar
Tumakı: Nezle
Durulak: İkamet edilen yer
Tutguç: Kahvaltı
Tutmaç: Adamı tok tutan, sıkı yiyecek
Tuyuk: Kilit gibi sımsıkı, cimri insan için de bu sözcük kullanılır.
Tüylek: Hayvanlarının tüylerinin döküldüğü mevsimi anlatmak için kullanılır. Ör: Tüylek mevsimi
Tümenbin: Milyon
Tünek: Hapishane
Tümrük: Tef
Tüşlük: Teneffüs
Tüzgürmek: Armağan vermek
Tüzün: Yumuşak huylu (halîm)

Uçmağ: Cennet
Uymak: Şakird, çırak
Udukluk: Cehalet
Ugan: Her şeye kadir anlamında, Allah için kullanılabilir örneğin
Uğur ola: Yolculuk için kullanılır, gidene denir.
Ulınç: Dolambaçlı, kıvrımlı
Umay: Plasenta
Ukuş: Akıl
Ukuşmak: Anlamak
Uruk: Tane, tohum
Urunç: Rüşvet
Vurunmak: Dövünecek kadar pişman olmak
Uşak: Küçük, Bebeklere de uşak denir (Türkçede belki ufak olarak kalmış olabilir)
Utru: Karşı karşıya olma durumu
Uvut: Haya, utanma
Uygur: Kendi kendine yetebilen, kendini idare edebilen

Üjük: Hece
Üleşmek: Paylaşmak
Ülgü: Tedbir, önlem
Ümük: Kafanın yumuşak yeri, bıngıldak
Ünlemek: Çağırmak
Üstermek: Karşı çıkmak
Üşkürmek: Hatırlamak
Ütmek: Yakmak (Bugün hala kelle ütmek sözü geçerlidir)

Yaçanmak: Bir işte başarısız olup mahcup olmak
Yağız: Koyu kahverengi, kızıl ile siyah arasındaki bir renk
Yağmurçıl: Yağmur alan yer
Yalalmak: Yapmadığı birşeyle suçlanmak
Yalvaç: Peygamber
Yalnık: İnsan
Yapçın: Zamk, yapıştırıcı
Yarmak: Para
Yasağaç:Hamur tahtası
Yaş: Taze
Yavlak: Kötü
Yahşı: İyi,güzel, hayırlı
Yazı: Açık arazi, ova
Yazık: Günah
Yazıklı: Günahkar
Yek: Şeytan
Yelpik: Cin çarpması
Yelvi: Büyü, sihir
Yemiş: Meyve
Yen: İnsan bedeni
Yepgil: Mor
Yerçi: Deneyimli rehber, gezilerde anlatım yapan kişi
Yerdeş: Hemşeri
Yezmek: Devriyeye çıkmak
Yezek: Devriye
Yezne: Enişte (Kız kardeşin kocası için sadece)
Yılkı: Dört ayaklı çiftlik hayvanlarının hepsine birden yılkı denir
Yıplamak: Kıl almak, epilasyon yapmak
Yıpılgı: Epilasyon
Irak: Uzak
Yırçı: Mezar
Yırçılık: Mezarlık
Yiçi: Terzi (Yi: Dikmek anlamına gelir)
Yitik: Kayıp
Yoğ: Ölünün ardından verilen yemek
Yonamak: Birini birine şikayet etmek, yaptığı bir kötülüğü anlatmak
Yozamak: Bir hayvanın o sene doğurmadığını anlatmak için kullanılır.
Yümek: Yıkamak
Yugruş: Vezir
Yula: Kandil (ışık saçan kandil anlamında)
Yuluk: Fidye
Yulun: Omurilik
Yunçık: Zor durum
Yükünç: Namaz
Allah’a yükünmek: Namaz kılmak (yükünmek: eğilmek,secde etmek gibi bir anlama gelir, kıpçak ağzında deyimleşmiş ve namaz kılmak anlamını almıştır.)
Yülgen: Berber, Kuaför (Tıraş eden kimse)
Yülmek: Tıraş etmek
Yürekli: Cesur

EKLER
-gil: Şu anki –gen eki örneğin, üçgenin öztürkçe karşılığı üçgildir.
-(g)ak: Araç-gereç yapma eki örneğin, ormak sözcüğünden or(g)ak türemiştir.
-kına: çok anlamında Örnek: Azkına: Çok az. Çokkına: Çok fazla
-yürü(mek): Türkçemizdeki –yor eki

Orhun Türkçesinden Derleme
Ekinti: Saniye
Öküş: Çok
Kunlamak: İntikam Almak Kun: İntikam
Bediz: Resim
Emgek: Bela
Gölük: Araba (otomobil olarak kullanılabilir)
Uruğsıratmak: İmha etmek
Tayğun: Erkek evlat
Aymak: Hüküm sürmek
Yiş: Ağaçlı dağ
Yalma: Kaftan
Koryan: Kale gibi koruyucu bir yer, etrafın kapalı olduğu yer
Bünmek Tekme atmak
Anıtmak: Birşey yapmadan, bir işe yaramayacak biçimde boş boş bakmak
Urumak: Birleşmek
Korağ: Cenaze
Yıs: Ağaçlıklı Dağ
Ikıtmak: Barınacak yer vermek?
Seyi: Her
Siğit: Yas
Adınç: Harika, mükemmel
Adınçsamak: Çok etkilenmek, görkeminden şaşakalmak
Kür: Hile Kürlü: Hileli iş Kürlük: Hilebaz
Esi: Lady, zarif bayanlar için kullanılabilir
Ödüş(Öyüş?): Zaman
Başatmak: Komuta etmek
İçgermak: Kale gibi bir yeri fethetmek
Yabrımak: Bir kişinin kötü bir kişi olması, kişiliğinin kötüleşmesi
Anğu: Ceza
Taplamak: Kabul etmek
Tapı: Anlaşma
Yeme: Ve, Ayrıca, da gibi anlamları karşılar
Balbal: Heykel
Ötük: Rica
Tuk: Bariyer, Tuğar sözcüğü de zamanla duvara dönüşmüştür (Tu eyleminden türemişlerdir.)
Kulmak: Duymak (Aynısı Fincede kuule olarak duymak anlamına gelmektedir.)
Korugan: Kale
Bark: Bina
Bulgamak: Başkaldırmak, isyan etmek
Emgek: Bela, zarar
Iramak: Uzağa gitmek, uzaklaşmak
Bozgun: Fırtına
Yelme: Öncü kıta
Öküş: Çok
Geçginmek: Affetmek
Anıtmak: Tehdit etmek
Ülük: Kader
Yonşurmak: Bir toplulukta çıkan iç karışıklık sonucu o topluluğun kendi içinde ölümlü savaş çıkması
Yol: Kez (Bugün hala kullanılır halk dilinde)
Teğri: Bir yerin çevresinde,
Tüket: Tamamı (Örnek: Savımın tüketi işitilsin: Sözümün tamamı duyulsun.)
Kalısız: Tamamen (Geride kalan olmadan anlamında)
Erdinmek: Aşmak, sınırı geçmek, sayıca aşırı olmak
Haçan: Ne zaman (Günümüzde Karadeniz ağzında korunmuştur)
Uyu: Bir olayı takip eden bir olay için kullanılan “ve” sözcüğünü karşılar. Örnek: Eğer ben kalkmasaydım uyu(ve) seni görmeseydim. Kökü uymak eylemidir.
Ödükmek: Hatırlamak
Kopun/Hepin:Hep birlikte

Alıntı...

Yeni yorum ekle